Hepimizin istediği şey iyi olmak. “İyi hissetmek hali” sanılanın aksine doğrudan ve yalnızca mutlu olmak değildir. Sadece olumlu duyguların yüksek, olumsuz duyguların düşük hissedilmesi de değildir. Bireyin kendisinden hoşnut olması ve kendisini yeterli hissetmesidir. İstiyoruz ki oyun ve filmlerdeki gibi bir “Healer” gelsin ve bizi acılarımızdan kurtarsın, iyileşelim. Ama gerçek şu ki ;”İyileşme içeriden gelir”.
Bu hayatta öğrendiğim en önemli kavramlardan biri; “Çaba”. Öyle çile gibi, eziyetli değil korkmayın hemen. Küçük adımlar hatta her gün minicik bir adım. Uzmanlar bizim gibi liste düşkünü zihinle için bu adımları hazırlamış bile, bir bakalım neler var?
Öz-Şefkat Çalışmak.
Şefkati hep başkalarına verdiğimiz bir şey diye düşünüyoruz değil mi? Değil. Oysa bütün o masajlar, manikürler, oyunlar, yüz maskeleri insanın sürekli kendisini yargılaması, azarlaması ve eleştirmesinin verdiği zararı silemiyor. Eğer nedir bu öz-şefkat diyorsanız internette ufak bir araştırma yapın, konu zannettiğimizden daha da mühim. Eğitimden arkadaşım Sema ‘ nın yazdıkları güzel bir başlangıç olabilir.
Sarılmak.
Sarılmak bedava, sarılmak bizi iyileştiriyor. Bizim için araştıranlar diyor ki sarılınca oksitosin salgılıyoruz; sistem bu sefer çıktıdan içeriye gidiyor ve iyi hissediyoruz. Cemal Süreyya boşuna demiyor; “Gördüğün yerde sarıl bana.”
Sebze yiyin; mümkünse daha fazla yiyin.
Yazar kendi üzerinde yaptığı bir deneyden örnek vermek ister. Bir süredir sebze ağırlıklı besleniyorum, et ürünleri, işlenmiş gıda tüketmiyorum. Yediklerimden sonra nasıl hissettiğime bakarak yaptığım bir değişiklik, etik sebepler aranmasın. Uzmanlar diyor ki sebze ağırlıklı beslenmek hücrelere ihtiyacı olan şeylerin çok büyük bir kısmını veriyor. Evet, tam olarak hissettiğim bu, sanki bütün hücrelerim doyuyor! Düzenli kan testi yaptırıyorum, hissettiklerimi teyid etmek batılı zihnime de iyi geliyor.
Nefes.
Eski öğretiler nefesin zihin ve beden arasında bir köprü olduğunu söyler. Bilim de artık benzer şeyleri söylüyor. Dikkati yönlendirerek alınan derin ve sakin nefesler sinir sistemimizi regüle ediyor. Bir bakayım neymiş derseniz.
Sevdiklerle zaman geçirmek.
Hiç zamanımız yok mu? Oysa zaman tam da bunun için var. Dumanı üstünde tüten kahve fotoğrafları, reklamlarda hatırlatılan aile ortamları bize bildiğimiz hisleri anımsattığı için kullanılıyor. Samimiyet sıcacık, aslında birbirimizi iyileştiriyoruz.
Hareket,hareket, hareket.
Hangi konuyu araştırsam karşıma sürekli çıkan şeylerin başında geliyor. Beden hareket için tasarlanmış, aşırı durağanlık mekanizmayı bozuyor. İster enerjinin dengelenmesi diyin, ister konuyu serotonin ve dopamine bağlayın fiziksel aktivite işe yarıyor. Kendinizi spor salonunda ter içerisinde hayal etmeyin hemen, yürümek, yüzmek artık içinizin aldığı neyse.
Yazmak.
Kalem ve kağıtla, eski usül ilk başta. Mürekkep kağıtla buluşunca olan bir simya var der Defne suman. İlk gün üç kelime; belki cümle bile kurmadan.Mümkün olan en düşük beklentiyle başlamak ve içinizin kağıda nasıl aktığına bakmak sonra. Batılı zihin ee sonra diyor hemen biliyorum ancak buraya yazarak bir beklenti oluşturmak istemiyorum.
Meditasyon
Aslında meditasyon iyi hissettirmiyor, iyi olmak, iyi hissetmek nasıl bir şey onu öğretiyor. Uzmanların listelediği bu başlıkları bir süre sonra içsel olarak siz buluyorsunuz zaten. Blogda meditasyonla ilgili bir çok yazı bulabilirsiniz, buraya sadece bir fikir olarak bırakıyorum.
Sosyal medya girdabı.
Zaman kaybı, şu kadar saat durun, kendinizi limitlemek için şu app i kullanın demeyeceğim korkmayın. Hocam hasedinizi kaşımayın derdi. Ne demek derseniz; sosyal medyada geçirilen on dakikadan sonra sadece bir dakikanızı içinizde uyanan hislere yönlendirin. Bir kaç defa tekrarlayın bu döngüyü, bakalım içiniz ne diyor?
Dışarıya çıkmak.
Bu yazıyı hazırlarken İstanbul’da sokağa çıkma yasağı var. Ama bu günler geçince kendimi yine-belki daha çok- parklara, çimenlere, ormanlara, sahile atacağım. Sinir sistemim gevşeyecek, canlılık artacak. Çünkü kuşlar uçuyor!
Sevgiyle.
Çok güzel bir yazıydı, uzun reçeteler yerine basit, sade ve anlamlı. Teşekkür ederim emeğiniz ve altlarımınız için.
Altlarımız yanlış olmuş aktarım demek istedim