Kolektif zeka kavramını ele almadan önce zeka kavramının etrafında duran akıl, düşünce ve bilinç gibi ilişkili kavramları tanımlamalıyız. Bu kavramlar büyük filozoflar tarafından da ele alınmış ve kendi felsefi yaklaşımları doğrultusunda farklı şekillerde yorumlanmışlardır. Bu yazıda amacımız, yüzyıllardır insanlığın tartıştığı olgulara kalıcı çözümler bulmak değil, kendi algımız çerçevesinde kolektif zeka kavramını tanımlayabilmektir.
Akıl ile başlayalım
Akıl veya us, (logos) bir kavram oluşturabilme ve oluşmuş olan kavramları algılayabilme kapasitesidir. Çevrenin farkında olabilme ve deneyimleyebilme, akıl sayesinde başarılabilir. Düşünebilme ve hissedebilme; bilinç ve düşünce kavramları aklın varlığı sayesinde varolurlar.
Peki bilinci ve düşünceyi nasıl tanımlayabiliriz?
Aklın algıladığı kavramların farkında olabilmek herhalde bilinç için yapabileceğimiz en sade tanım olacaktır. Haliyle, farkında olmak kavramı aklın var olduğunu ve aklın algıladığı kavramın da bilincinde olduğumuzu gösterir. Şu anda bildiğimiz, algıladığımız bütün kavramlar bilincimiz sayesinde bizimle birliktedirler. Hissettiğimiz duyguları da aynı şekilde bilincimizde barındırdığımız kavramların sayesinde hissederiz.
Düşünce ise biraz daha kompleks bir kavramdır. Akıl ile algıladığımız ve bilincimiz ile farkında olduğumuz kavramlar hakkında ürettiğimiz takip eden kavramlardır. Akıl ve bilinç edilgen olmasına rağmen düşünce etken bir kavramdır. Bir konu hakkında düşünmeki vermemiz gereken bir karar, ürettiğimiz düşünceler ise kendi özgün deneyimlerimizin sonucu ürettiğimiz kavramlardır.
Zeka konusundaki düşüncelerimize (evet cümle içinde de kullanıyoruz) başlamadan önce Kolektivite hakkındaki yazımıza göz atmak isteyebilirsiniz: Buradan ulaşabilirsiniz.
Kolektif Zeka Nedir?
Kolektif Zeka ise, ortaklaşa oluşturabileceğimiz düşüncelerin kapasitesini belirtir. Nasılki, tek bir kaynaktan üretilen düşünce belli bir limite sahipse, o düşünceyi oluşturabilecek kaynak da kendi zeka kapasitesi sebebiyle bir limite sahiptir. Bilişsel olarak bir çok alt zekadan oluşan bir zeka ise en kötü ihtimalle alt zekaların sahip olduğu en büyük bireysel kapasiteye eşittir.
İnsan’ı da günümüzde Dünya’ya hakim tür haline getiren (en azından tüm Dünya’yı katletme konusunda rakipsiz olduğumuzu söyleyebiliriz) sosyal ve zeki bir canlı olabilme başarısıdır. Kolektif olarak davranamayan ama şimdiki zeka seviyesinde olan insanlardan oluşan bir dünya, muhtemelen şu anda bulunduğumuz konfor ve hayatın tüm evrelerindeki gelişkinlik seviyesinden çok daha geride olacaktır.